Eğitim-Sen'den Alarm: 1.5 Milyon Çocuk Eğitim Dışında
Eğitim-Sen'in verilerine göre Türkiye'de 1.5 milyon çocuk eğitim sisteminin dışında. Okullaşma oranlarındaki düşüşün nedenleri ve sonuçları bu haberde.
Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz, yaptığı basın açıklamasında, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk dönemini değerlendirerek, Türkiye'deki eğitim sisteminin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Yavuz, özellikle okullaşma oranlarındaki düşüşe ve 1.5 milyon çocuğun eğitim sisteminin dışında kalmasına dikkat çekti.
OKULLAŞMA ORANLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ
Yavuz'un açıklamalarına göre, Türkiye'de 18 milyon öğrenci karne aldı. 75 bin okulun %81’i devlet okulu iken, %20’si özel okul. Ancak, çağ nüfusunda olmasına rağmen 1.5 milyon öğrenci eğitim süreçlerinin dışında.
Okullaşma oranlarındaki bu düşüşün temel sebepleri arasında, eğitim altyapısındaki yetersizlikler ve bölgeler arasındaki ekonomik eşitsizlikler yer alıyor.
Eğitim sistemindeki bu sorunlar, sadece okullaşma oranlarını düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda çocukların geleceği açısından da ciddi tehlike oluşturuyor.
ÖĞRETMENLERİN VE EĞİTİM ÇALIŞANLARININ DURUMU
Türkiye genelinde 1 milyon 160 bin öğretmen görev yapıyor ve bu öğretmenlerin 100 bine yakını ücretli öğretmen statüsünde. Ücretli öğretmenlerin birçoğunun asgari ücretin altında maaş alması, eğitim sistemindeki bir diğer önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Yavuz'un belirttiği gibi, Anayasa'ya göre asgari ücretin altında işçi çalıştırmak suç olmasına rağmen, devletin kendisi bu durumu ücretli öğretmenlik uygulamasıyla ihlal ediyor. Okullarda yardımcı hizmetli personel ve memur eksikliği de eğitim süreçlerini olumsuz etkiliyor. İŞKUR üzerinden 9 aylık periyotlarla istihdam edilen personel de, çoğu zaman asgari ücretin altında çalıştırılıyor.
EĞİTİMİN YAPISAL SORUNLARI VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
Eğitimdeki yapısal sorunlar devam ederken, ticarileşme ve dinselleştirme uygulamalarının arttığı belirtiliyor. Yavuz, Anayasa gereği eğitimin laik içeriğinin yozlaştırıldığını ve çeşitli tarikat ve cemaatlere alan açıldığını ifade ediyor.
2015'teki darbe girişiminden ders alınması gerektiği halde, bu tür uygulamaların devam etmesi, eğitimin bilimsel ve laik içeriğiyle çelişiyor. Bu durum, hem eğitim kalitesini düşürüyor hem de öğrencilerin farklı dünya görüşleriyle karşılaşmasını engelliyor.
MÜLAKATLAR VE ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER
2024-2025 eğitim döneminde tasarruf tedbirleri kapsamında taşımalı eğitimden vazgeçilmesi, özellikle kırsal bölgelerdeki öğrencilerin eğitim hakkından mahrum kalmasına yol açtı.
Ayrıca, MEB önünde ataması yapılmayan, KPSS’den yüksek puan almasına rağmen mülakatlarda elenen öğretmenlerin eylemleri de devam ediyor.
Yavuz, mülakatların liyakate dayalı olmadığını ve insanların öğretmen olma hakkının gasp edildiğini savunuyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, bu sorunu çözmek yerine öğretmenleri kriminalize etmeye çalıştığı iddia ediliyor.
ÇOCUKLARIN EĞİTİM HAKKINDAKİ ENDİŞELER
Son yıllarda, çocukların en temel haklarından biri olan eğitime erişim oranlarında ciddi düşüşler yaşanıyor. Zorunlu eğitimde olması gereken 200 bin çocuk, bu sistemin dışında kalıyor.
Okuldan ayrılma oranları en çok ortaöğretim seviyesinde görülürken, örgün eğitimin dışında kalan çocuk sayısı 1.5 milyonu buluyor. Bu durum, çocukların sanayide ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasına da yol açıyor. MESAM’larda çalışan 15-16 yaşındaki çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesi, sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
“Öğretmen olma hakkını mülakatlarla gasp eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu arkadaşlarımızın hakkını teslim etmek zorundadır.”
Yavuz’un açıklamaları, Türkiye’deki eğitim sisteminin derin sorunlarla yüzleştiğini ve acil çözüm beklediğini gösteriyor. Özellikle okullaşma oranlarındaki düşüş, çocukların geleceği ve ülkenin kalkınması açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.
Kaynak: Haber Merkezi
